Tanıtım Yazısı: Yalnızlığın bir gücü, bir de yasası var, diye konuştu usulca.
Gücünü başkalarında denemeye kalktığın an yasayı da çiğnemiş oluyorsun!
Konumlandırmalar’dan
Aşk. Mutluluk. Uyum. Uyumsuzluk. Ayrılık. İhanet. Hüzün. Kadın. Erkek. Sayısız edebi metne kaynak, bilimsel incelemeye neden olmuş konular. Karanlığa iten edebi metinler, karanlıkta kalan bilimsel incelemeler. Ruhu, büyüsü, kimyası bir türlü çözülemeyen bir konu. Kadın ve erkek. Belki de sorun, çözmek, bilmek, üstüne söz söylemek arzusundan kaynaklanıyor. Sadece bakmak yetmez mi? Bakmak ve öznel/özel olarak konumlandırmak.
Psikanalist Darian Leader’in bir çalışması sırasındaki ilginç tesbiti: İki buçuk yaşındaki biri erkek, biri kız iki çocuk geceleri pencerede bir kurt olduğunu düşünmekte ve endişelenmekte. Kurdun ne yapacağı sorulduğunda erkek çocuk kurdun onu yemek için geldiğini söyler. Kız çocuğun cevabı ise ilginç: “Gidip ona soralım.” Belki aynı soruyu kendimize sormalı ve kendi cevabımızdaki “özel”i aramalıyız.
İtalyan sinemacı Ettore Scola’nın 1977 tarihli filmi Özel Bir Gün (Una Giornata Particolare) adının da andıracağı gibi bir günde, gerçekten de özel bir günde geçer: 8 Mayıs 1938 gününde. Bu gün Hitler’in Roma’ya gelip Mussolini’yi ziyaret ettiği ve İtalyan faşizminin büyük bir heyecanla gövde gösterisi yapmanın telaşında olduğu gündür. Romalıların heyecan içinde meydanlara koştuğu bu günde, bütün sakinlerinden “arınan” bir binada, kapıcı kadını da saymazsak iki kişi kalır: Evli barklı, altı çocuk annesi Antonietta ve pasif bir anti-faşist olan, eşcinsel Gabriele. Bu özel gün, bu iki özel insanın, küçük dünyalarında kısa süreliğine olsa da yeni bir yaşamı tanımalarına, tatmalarına neden olur. Film faşizmin yükselişine eleştiride bulunurken, bir yandan da kadın-erkek ilişkisindeki buyurganlığa ve güce dayanan faşist zihniyeti gözler önüne serer. Sonuçta Hitler-Mussolini eksenindeki ideolojik faşizm tarihin karanlık sayfalarındaki yerini almıştır. Peki ya temelde insan ilişkilerindeki ve özelde kadın-erkek ilişkilerindeki faşist tavırlar?
Ahmet Önel Konumlandırmalar’da kısacık metinlerle bir başka deyişle kısa öykülerle (short short stories) gündelik sıkıntılara, sıradan yaşamlara ve özellikle kadın-erkek ilişkilerine mercek tutuyor. Her bir metin ele alındığında bu mercek güneş ışınlarını odaklayıp “yakacak” yoğunlukta durmuyor, gösterip geçiyor. Ama anlatının bütününde okurun merceği giderek kendi üstünde hissetmesine neden oluyor. Gitmeler, gelmeler, beklemeler, meraklanmalar, cevapsızlıklar, sevmeler, nefret etmeler ve konuşmalar… Ne kadar yabancı ve ne kadar tanıdık dedirten kısa metinler. Yazar “Hayatın izdüşümleri bu kısa metinler. Düşünce kırıntıları, algı fotoğrafları ya da gri yansımalar belki” diyor Konumlandırmalar’daki metinler için.
Konumlandırmalar, nice özel duyguyu, cevabı, günü gözler önüne seren, okur algısında yeniden şekillendiren “özel bir metin”.
Yazar: Ahmet Önel
Sayfa Sayısı: 72
Büyüklük: 211 ko
Yayımlayan: Alt Kitap Yayınları
İndir
0 yorum:
Yorum Gönder